(GUGUKLUHAYAT2) gugukluhayat2@googlegroups.com adlı grubun özeti - 5 Konu konuda 5 İleti ileti

Gugukluhayat | 20:40 |


Grup: http://groups.google.com/group/gugukluhayat2/topics

    Namik Inanc <namikinanc@gmail.com> Dec 02 08:24AM +0200 ^
     
    *Subject:* Teolojik fikra !
     
     
     
     
     
    > Adam Cennetin kapisina gelir.Kapidaki Melek sorar:"Din?"
     
    > "Hiristiyan" der adam.Melek elindeki listeye bakar ve "Yirmisekiz numarali
    oda,"der."Yalniz sekiz numaranin onunden gecerken sessiz ol."
     
     
    > "Yahudi"
     
    > "On bir numaraya git. Yalniz sekiz numaranin onunden gecerken sessiz ol."
     
    > "Farkli dinler icin farkli odalarin bulunmasini anliyorum,"der adam."Ama
    neden sekiz numaranin onunden sessizce gececek misim?"
     
    > "Sekiz numarada Muslumanlar var." der Melek."Kendilerinden baskasi buraya
    gelemiyor zannediyorlar."

     

    "Hanzade Yorulmaz \(GMAİL\)" <hanzade74@gmail.com> Dec 02 09:52AM +0200 ^
     
    İnsanların merak ettikleri şeyler listesinde ilk üçte kesin bu soru vardır.
    Her halde okul hayatında başlayıp
    iş hayatında devam eden bir sorudur. Okul hayatında verilen yanıtlar tatmin
    edici gelse de iş hayatında aynı
    yanıt, tam tutmaz. Okulda "çok çalışıyor, çok zeki" denip geçilen şey, iş
    yaşantısında tam yerine oturmaz.
    Bir şey eksik kalır, içe sinmez.
     
    Bu arada, başarı kriteri nedir diye birşey aklınıza geliyorsa, boşverin.
    Odağımız o değil. Soruyu soranın
    kastettiği başarı tanımı neyse onu ele alıyoruz. Para ise para, güç ise güç,
    statü ise statü, mutluluk ise mutluluk....
     
    Genelde sorunun cevabı iş yaşamında ilk 3 ila 5 sene içinde bulunmazsa
    patinajlar, kendisi dahil çevreyi suçlamalar, niye ben değil de o
    serzenişleri ve kısır döngü başlar.
     
    Bu kendi kendine sorup bulamama hali cevabı bulma ile sona varır. Bulduğunda
    daha kötü bir hale gelir, sonlanmamış daha beter bir hale gelmiştir. Bulduğu
    cevaba inanamaz çoğu insan. Çünkü daha önce karşılık bulduğu "çalışma ile
    hallolur, çalıştığımı üstüm (öğretmenim) görür" yeterli gelmemektedir ve
    ilişkilerin, kendini anlatmanın da gerektiğini anlamıştır. Sorun, bünyenin
    bu cevabı reddetmesidir. Halbuki ne güzeldi eskiden? Çalışınca oluyordu veya
    çalışmamayı seçiyorsam başarılı olmamam normaldi.
     
    Ben, şu başarılı bulunan kişiye doğrudan sırrını sormayı deneyen görmedim,
    kendim de yapmadım. Dolaylı yoldan kafamı çarparak demeyelim, gözlemleyip
    başıma gelenden ders alarak farkettim. Bana koçluk
    yapan da yoktu. Şimdi koçlar var. Bulduruyorlar insana...
     
    Aranızda gidip doğrudan soran veya soranı gören varsa, tebrik ederim. Çok
    şanslılar ve akıllılar. Genel eğilim
    bu değil. Genelde alışkanlık devreye girer. Varsayımlar... "Çünkü "deyip bir
    balon açılır ve kendi değer sistemimizde bize başarı için neler yapmak
    gerektiği öğütlendiyse, "öğretildiyse" o kalıpları doldururuz.
    Burada okuyunca "a tabii ya, tuhaf ama öyle yapıyoruz" diyorsunuz. Daha
    beterini de yapıyoruz.
     
    Bu yazıyı okumaya devam etme cesaretini gösterenlere şunu söyleyeceğim.
    Hatta, gider başkasına sorarız değil mi? "Niye o kadar başarılı o?"
     
    Karşımızdaki de kendince görüşlerini paylaşır, yine "başarılı" dediğimiz
    kişiye kaftanlar biçeriz. Başarının tanımlarına varan entellektüel
    konuşmalara dalarız. Sürece giren ne kadar kişi varsa varsayımlar o kadar
    hararetlenir.
     
    Velakin (derdi lise hocam) soru hala tüm haşmeti ile ortada durmaktadır. Tüm
    cevaplama çabaları, cevaplayanların (o) kişi için öngördüğü kılıflardan
    ibarettir:
     
    " Çok çalışkandır abi, biliyor musun, şöyle yapar...."
     
    " Torpili var(dır)"
     
    " Ağzı iyi laf yapıyor görmüyor musun?"
     
    " Adam kullanmayı iyi bilir"
     
    " İçeriden tiyo almış abi, tabii uygun zamanda orada olunca da ..."
     
    " Müdürü onu çok sever"
     
    Örnekler, biraz kıskançlık, dedikodu mertebesine varan sohbetlere benzedi.
    Çeşni olsun diye öyle yazdım.
    Bu dozda olmasa da açıklamalar, bu temalar üzerinde döner.
     
    Peki esas nedir?
     
    Gidip "başarılı"ya sorduğunuzda size muhtemelen farkındalık seviyesi yüksek
    bir cevap gelecektir.
    Değişik şekillerde ifade edebilir ve süzdüğünüzde şunu göreceksiniz:
     
    Temelde hepsi, ilişkilerinin geniş ve güçlü olduğunu, onlara emek
    verdiklerini söylemektedirler.
     
    Bunu keşfetme zamanı çok küçük yaşlar olabileceği gibi, çooook geç yaşlarda
    hala keşfedilmemiş olabilir.
    Ne kadar erken olursa o oranda hayat kaliteniz artar. Çocuklarıma bir an
    evvel bunu öğretmeliyim diye düşünürsünüz.
     
    " Çalış, çalış bir yere kadar abi, bunu kim biliyor? Pazarlamak lazım"
     
    İngilizce eğitim literatüründe bu kadar vurucu bir slogan nasıl
    kullanılmamış şaşarım.
    Bir sürü başarı formülü gördüm. Buna rastlamadım. Bu da benim katkım olsun.
     
    Formül:
     
    "(Working working) bir yere kadar (networking) lazım (networking)!" derim.
     
    (Çalış Çalış bir yere kadar, ilişki ağını çalıştırmak önemli, ilişki ağı!)
     
    Gülerler beni dinleyenler. Doğru derler.
     
    Uygularlar mı? Şüpheliyim. Benim gibi onlar da "canlı", su gibi hava gibi
    temel gereksinimi olan ilgi bekleyen
    bu önemli varlıklarına birçok engeller nedeniyle yeteri zamanı ayıramazlar.
    Uygulama ayrı bir maharet. Ayrı bir beceri gelişimi ister, ayrı bir kendini
    verme cesareti ve başkoyma hali.
     
    İşte, fark buradadır. Başarılı olanlar, bu "canlı" varlıklarını hep ayakta
    tutarlar, beslerler ve oradan güç alırlar.
     
    İyi satışçılara, gözde politikacılara, büyük girişimcilere, kariyerde
    zirveye oturanlara/orada kalmayı başaranlara baktığınızda hepsinde ortak
    noktanın bu olduğunu görürsünüz.
     
    Peki, niye yapmıyoruz?
     
    İlişkiyi yaşayan bir şey diye kimse bize öğretmiyor. Bize "çalış" deniyor.
    Biz de inanıyoruz, çalışınca başarılı olacağımıza.
     
    Oysa, akademik başarının hayat başarısını kesin olarak garantilemediğini
    görüyoruz. Yine de söylemde ilk tarafa ağırlık hala devam ediyor, diğer
    tarafını tamamlayanlar ve gereğini yapanlar da fark atanlar oluyor.
    İstatistikler (Amerikalıların yaptığı tabii, başka kimse yapmaz) bunu
    doğruluyor. İstatistiğe de gerek yok (Türklerin dediği gibi). Çevrenize
    bakın; şöyle bir aklınızdan arkadaşları, tanıdıkları geçirin. Annenizin
    babanızın "X'in oğlu da nasıl böyle bir işe girdi, anlamadım vallahi "
    dediğini hatırlıyor musunuz? "Falancanın kızı ortalama bir öğrenciydi, nasıl
    bunları yapıyor şimdi tuhaf" demiyorlar mı?
     
    Akademik başarısı iyi olan aynı zamanda başarılı olanlar elbette var, onlar
    formülün her iki yakasını da
    yakalamış kişiler. Modellenmeleri iyi olur.
     
    Bu ayma noktası, ilişkilerinizi düzenlemeye, onlara birer canlı gözüyle
    bakmanıza yol açar.
     
    Farkındaysanız odağımız ilişkinin çokluğu, çok kişi ile birlikte olma değil.
    İlişkinin yönetilmesi ve sıcaklığı,
    canlılığı ile ilgili.
     
    Evrenin metodu
     
    Köyde bir evimiz var. Köydeki çocuklardan biri, ilişiki yönetimindeki en
    önemli bilgeliği gösterir. Eşimle bunu konuşurduk da şimdi burada yazıya
    koyacağım aklıma gelmemişti doğrusu. İsmi Evren. Evren'in hayatta uyguladığı
    ilişki kurma metodu vermek. Köylü çocuğu ne verebilir derseniz, "Özlem Abla"
    dediği zaman öyle bir diyor ki, sevgisini ve saygısını veriyor. Bir "eline
    sağlık" deyişi var, benim gibi yemek becerisi gelişmemiş birisi
     
    bile kendini iyi hissediyor. Bunu candan ve hiç atlamadan yapıyor. Yaş
    derseniz 6 yaşında tanıdım onu, hep aynı. Şimdi liseye gidiyor. Yatılı
    okulda ceple konuşmak yasak diye iki arada derede bayramda mesajını yazıp
    yollar. Şok olursunuz. "Ben kimseyi aramadan daha o erken davrandı" diye
    kalırsınız.
     
    İlişki ağında şimdi interneti, networking adına kullanıp ona buna mesaj
    atan, listelere gönderi yapan satışçılar var. Çok garip. Gerçekten o
    listelere dönenler (döneceklerin çok az olduğunu düşünmekle beraber diyelim
    ki dönüyorlar) onların aradıkları müşteri mi? Çok ender ihtimal.
    Hedefledikleri müşteri, ihtiyacını zaten ilişki
    ağındaki biri ile halleder,
     
    internetten gelenle değil.
     
    Yani olay internet değil, olay networking (ilişki ağınızı çalışmak).
    İlişkinizi kurduktan sonra netten yararlanırsınız elbette.
     
    Matematik sevenler için Formül:
     
    ÇALIŞ + İLİŞKİ ÇALIŞ = BAŞARILI OL
     
    Kısa Formül sevenlere:
     
    ÇALIŞ x (1 + İLİŞKİ) = BAŞARI
     
    Buradaki "1" Sizsiniz. 1'in Gücü Çoktur.
     
    Artı işaretlerini çarpı ile değiştirebilenler, "Çarpan Etkisi" yaratır.
    İLİŞKİye o kadar enerji verenlerin kazanacağı başarı çok yüksek. Yaşam
    kaliteleri adına bu büyük kucakta oturuyorsunuz. Her taraftan sarmalanmış
    yumağınızda ve sizin onlara dikkatiniz kadar onlar da size önem veriyor. Ne
    harika...
     
    İşin temeli ilişkilerin kalitesi. Sonunda getirisi otomatik. Art niyetle
    yapılmadığı karşıda hissedilince destekleniyor ve kazan kazanlar başlıyor.
    Sizi hep besleyen büyük bir ilişki ağının kapılarını açıyor.
     
    Alıntı...
     
     
     
     
    2010 un bu son ayında bizi neler bekliyor?
     
    Senenin bu son ayında Merkür gerilediğinden gelişmeler duracak, aksayacak ve
    beklemek zorunda kalacağız. Geçmişe ve eski meselelere döndüğümüzde hızlı
    yol alacağız. 5 Aralık'ta düzelen Uranüs, temmuzdan beri durağanlaşan
    konulara bir anda hayat verecek ve sürpriz haberler getirecek. Gelişmeler
    iyi ya da kötü uçlarda oluşabilir. Aynı gün oluşan yeniay ise Yayların itici
    gücü olacak. 7 Aralık'tan itibaren ise Oğlakların devri başlayacak, 15
    Ocak'a kadar güç ve kontrol onlarda. Aralık ayında Yay ve Balık
    burçlarındaki sert çatışma ve ardından 21 Aralık'ta oluşan tam ay tutulması
    Yay, Balık, Başak ve İkizler burcununun son günlerinde doğanları
    sarsabilecek. Değişim için böyle bir sarsıntı gerekebilir ama zorlukların
    ardından iyilikler ve çok daha güzel günler gelecek. Mutlu, sağlıklı ve
    güzel bir yıl dileğiyle.
     
     
    02.12.2010
     
    Terazi burcundaki Ay 16:44'e kadar boşlukta. Daha sonra Akrep burcuna
    geçiyor.
     
     
     
    Koç
    Sevgili Koç, partnerlik evinizdeki Ay'ın akşamüzerine kadar boşlukta
    olduğu süre içinde dikkatiniz yakın ilişkinizde olacak. Eşiniz, iş ortağınız
    veya uzun zamandır beraber olduğunuz kişi ile ilgili bir konunun altında
    yatan gerçek nedenleri bulabilirsiniz. Ay burç değiştirdikten sonra da
    derinler dolaşmaya devam edeceksiniz.
     
     
     
    Boğa
    Sevgili Boğa, iş evinizdeki Ay akşamüzerine kadar boşlukta, yani
    etkisiz bir konumda olacak. Elinizdeki bazı işler bu süre içinde sürüncemede
    kalabilir ve ilerlemek zor olabilir. Ay boşlukta iken şartları zorlamayın ve
    yeni girişimlerde bulunmayın, onun yerine elinizdeki işlerdeki eksiklere ve
    hatalara odaklanın.
     
     
     
    İkizler
    Sevgili İkizler, işler aksadığında ne kadar yaratıcı fikirler
    üretebildiğinizi göstereceksiniz. Bir konuyla ilgili beyin jimnastiği
    yapmanız gerekiyorsa bugün yapın ve kendinizi gösterin. Bugün ayrıca
    herhangi bir nedenden dolayı çıkacağınız bir seyahat için de ideal, bu
    seyahatin önemli bir nedeni olabilir.
     
     
     
    Yengeç
    Sevgili Yengeç, ev veya anne babanızla ilgili bir konu öğleden sonraya
    kadar kafanızı meşgul edebilir. Akşamüzerine Ay Akrep burcuna geçtiğinde
    sizin de aşk ve eğlence evinize geçmiş olacak ve neşeniz yerine gelecek!
    Bugünün tadını ancak akşamüzerinden çıkarabileceksiniz ondan önce işlerinizi
    halledin.
     
     
     
    Aslan
    Sevgili Aslan, akşamüzerine kadar koşuşturmanız ve sürekli telefonda
    olmanız gerekebilir. Beklediğiniz bir haber gelmez ise üstelemeyin ve
    sabırla bekleyin. Ay akşamüzerine kadar etkisiz, o nedenle şartları
    zorlamayın. Ay, Akrep burcuna geçince sizin de "yuva" evinize geçmiş olacak
    ve dikkatiniz eve odaklanacak.
     
     
     
    Başak
    Sevgili Başak, para evinizdeki Ay'ın etkisiyle akşamüzerine kadar
    evinize bir şeyler almak ve bazı harcamalar yapmak önceliğiniz olabilir. Ay
    akşamüzeri Akrep burcuna geçtiğinde sizin de iletişim evinize geçmiş olacak
    ve temponuz hızlanacak. Akrep burcundaki Ay'ın derinliği ve duyarlılığı size
    iyi gelecek.
     
     
     
    Terazi
    Sevgili Terazi, burcunuzdaki Ay akşamüzerine kadar boşlukta olacak ve
    bu zaman süresince belirli bir düşünce veya konuşmayı kafanıza takma ve
    saplantı haline getirme eğiliminde olacaksınız. Ay burcunuzdan çıktıktan
    sonra duygularınızı bir kenara bırakacak ve maddi konulara eğilmeye
    başlayacaksınız.
     
     
     
    Akrep
    Sevgili Akrep, Ay akşamüzeri burcunuza geçene kadar dış dünya ile
    bağlarınızı kesmek isteyebilirsiniz. Akrep burcu olarak zaten derin ve ketum
    bir burçsunuzdur bu etki iyice içine kapanmanıza neden olabilir. Ay
    burcunuza geçtikten sonra duygularınızla ve dış dünya ile yüzleşmeye hazır
    olacaksınız.
     
     
     
    Yay
    Sevgili Yay, Ay akşamüzerine kadar arkadaşlar ve gruplar evinizde
    bulunacak. Bir arkadaşınız ya da bir grup derin duygularınızı harekete
    geçirebilir. Anlaşmazlıklar varsa onları su yüzüne çıkarabilirsiniz. Ay,
    akşamüzeri Akrep burcuna geçtikten sonra kalabalık gruplara katılmak yerine
    yalnız kalmayı tercih edebilirsiniz.
     
     
     
    Oğlak
    Sevgili Oğlak, akşamüzerine kadar ilgilenmeniz gereken
    sorumluluklarınız olacak. Bu işleri sabah halledin zira Ay Akrep burcuna
    geçince sizin de arkadaşlık evinize geçmiş olacak ve siz de bu yükten
    kurtulacaksınız. Akşamüzerinden itibaren sosyal olabilir ve kalabalık
    gruplarla bir araya gelebilirsiniz.
     
     
     
    Kova
    Sevgili Kova, Ay akşamüzeri Akrep burcuna geçtikten sonra
    sorumluluklarınız ön plana çıkacak. O zamana kadar uzun vadeli planlarınıza
    konsantre olabilir ve kendinize zaman ayırabilirsiniz. Akrep burcundaki Ay'ın
    enerjisi size fazla yoğun gelebilir ancak bu enerji sizi motive edecek ve
    sorumluluklarınıza konsantre olacaksınız.
     
     
     
    Balık
    Sevgili Balık, Ay akşamüzeri sizin gibi su burcu olan Akrep'e
    geçtikten sonra kendinizi daha iyi hissedeceksiniz. Ondan önce başkalarıyla
    paylaştığınız ortak gelirlerle ilgilenmeniz gerekebilir. Otorite konumundaki
    bir kişiyle bağlantı kurabilirsiniz. Ancak konular sürüncemede kalabilir.
    Sabah erken halledin ya da akşamüzerine bırakın.

     

    Namik Inanc <namikinanc@gmail.com> Dec 01 01:56PM +0200 ^
     
    > > benim icin şereftir."
    > > Rahip tekrar tesekkür eder ve gider.
    > > Berber ertesi sabah dükkanı açmaya geldiğinde kapısında 5 altın lira
    bulur.

     

    melike melike <hazirangunesi34@gmail.com> Dec 01 02:07PM +0200 ^
     
    Sana sımsıkı sarılmak istiyordum...bir kez görsem,bitirsem içimdeki özlemini
    bu kadar zor gelmeyecekti senden,sevginden vazgeçmek... Nasıl olsa alışkınım
    ya seni görmemeye , galiba böyle de başarabilirim... 'Ama eğer hissedersen
    hayatından çekildiğimi bana sana geri dönmemem için şans dile '
    Neler yazmak istiyorum sana bir bilsen , tek yapabildiğim yazmak olduğundan
    yine yazıyorum işte! Seni daha önce de yazmıştım ama bu kez bir daha
    yazmamak üzere , seni beynimde,içimde bitirerek yazıyorum,yada bitirmek
    isteyerek...Ne kadar sürer bilmiyorum ama ben senden, sevginden vazgeçmek
    istiyorum.
    Yine senden habersiz...
    Ben seni severken de senden habersiz sevmiştim. Belki de kendimden bile
    habersiz. Dünyaları etrafında döndürmek isteyen bir kalbi bilerek
    isteyemezdim.
    Kendimden ve senden habersiz 'HERŞEYİM' olmuştun sen... öyle ya sen bir
    taneydin; eşin benzerin yoktu yeryüzünde,yoktu senden daha güzel güleni.
    Yaşanmamış ve yaşamamış olsam bile sen özeldin. AŞK özeldi...
    seninle Herşey Güzelleştiki Hiç Sevmediim Şeyler Seninle Beraberken Güzel
    Gelmee Başladı..önce aldırmadım seninle güzelleşen her şeye...Sonra tüm
    parfümeri dükkanlarını aşındırıp kokunu ararken anladım seni deli gibi
    özlediğimi...Ne kadar gerçeksen o kadar yalandın ... ve ben her seferinde en
    baştan başladım. Yeniden bir sondayım ama bu kez yeniden başlayacak gücüm
    yok. Ben senden vazgeçmek istiyorum!
    Herkes gibi biri olmanı yada hiç kimse olmanı istiyorum. Sesini duymak için
    telefonlara sarılmaktan vazgeçmek , ismini duyduğumda içimin
    titreyip,gözlerimin dolmasından kurtulmak istiyorum. Senin benim için
    herhangi biri olman ne kadar zor bir bilsen... zaten kolay ne vardı ki benim
    için? Sanki seni öldürmemle sevmem arasında hiç bir fark yoktu. Ve ben hep
    sevgim yüzünden cezalıydım. Hiç sonu olmayan bir yolda seninle yürümek ,yeni
    çıkan filmleri birlikte izlemek,saatlerce sana sarılı kalmak,sadece ama
    sadece bir kez olsun sana sarılıp uyumak,bir sabah gözlerimi açtığımda
    yanımda seni bulmak isterken ,sen sevgimle utanmamı sağladığın için galiba
    gerçekten 'BİRTANEYDİN'!
    İşte bu yüzden imkansızlığına hep inandım!
    Ben yalnız kalıp seni düşünmeyi deli gibi sever olduğumda,sen benim her
    şeyim olduğunda ben senin için hiç yoktum! Bu yüzden
    yalnızlıklarım,ağlamalarım,özlemlerim canını hiç acıtmadı.
     
    BENİM TARAFIMDAN SEVİLMEK BELKİ DE HAYATINDA ÖNEMSEYECEĞİN EN SON ŞEYDİ...
     
    Sen beni hiç sevmedin!
    Ben seni seviyorum dediğimde Seni Seviyordum!
    Ben seni özlüyorum dediğimde Seni Özlüyordum!
    Ben senin için ölürüm dediğimde ben senin özleminden zaten ölüyordum...
    Ve şimdi senin hayatından gidiyorum...
    ne zaman bir parfümeriye girsem
    hala kokunu arıyor olacağım.
    Ben kaybettim...
    Sen kazandın!
    Artık sesimi duymayacaksın...
    Sana sımsıkı sarılmak istiyordum , kokunu içime yıllarca bana yetecek kadar
    çekerek sana sımsıkı sarılmak istiyordum... Gelmedin!
    Gelsen yapabilir miydim bilmiyorum...
    Ben artık gidiyorum...
    Eğer hayatından çekildiğimi hissedersen ,bana sana geri dönmemem ve seni
    yeniden deliler gibi sevmemem için şans dile.
     
     
     
    --
    Öyle biri ol ki hayatımda, qören imrensin benim niye yoqqi desin.. Öyle bir
    sev ki beni hic bitmesin..Öyle bir seveyim ki seni baska kimse sevmeye
    cesarete edemesin... ve Öyle bi biz olalım ki Önümüze Kimse qecemesin...!!
     
     
     
    http://hazirangunesi.blogcu.com
     
     

Etiket:

Hakıkımızda:
Gugukluhayat tam 14 yıldır Sizlerle beraber. Paylaşıyoruz, öğreniyoruz,yardım ediyoruz, eğleniyor,bilgi sahibi olurken mutlu oluyoruz