GERÇEK HANGİSİ
Orta yaşlı adam hastane müdürünün odasına çekingen tavırlarla girdi. Her söylediği söz karşısında müdürün ona sert bir ses tonu İle azarlar gibi konuşmasına bir türlü alışamamıştı. Her kırıldığında yüreğinden bir tuğla eksilmiş yürek binası çökecek konuma gelmişti. Burada bu koşullarda çalışmak çok zor geliyordu fakat çaresi yoktu.
Akşam yemeği dağıtımını yaptıktan sonra çok yemek arttığını ve yemekleri çöpe dökerken üzüldüğünü ve eğer izin verirlerse o yemekleri evine götürmek istediğini söyledi. Müdürün kaşları yukarı doğru kalktı, bir süre düşündü sonra sert bir ses tonu İle. "Sakın evine yemek götürmek için baştan yemek ayırma, sadece artanları götür" dedi.
Sessizce boynunu büktü içtenlikle teşekkür etti ve odadan çıktı.
Yüreğinden dalga dalga yayılan sıcaklık boynuna oradan da yüzüne en son
Çağlayan gibi gözlerine hücum etti. Kendisini hızla tuvalete attı ve orada
elini yüzünü yıkadı. Aynaya baktı gözleri kan kırmızı olmuştu. Aynadaki kendi
yüzüne baktı. "Sen bu hale düşecek adammıydın, bak sana dilenci muamelesi
yapıyorlar" dedi ve gözlerini kuruladı.
Kapının önündeki paspas arabasını yılların yorgunluğu İle iterek
paspas yapmaya başladı.
Akşam yemeği dağıtımından sonra büyük sefer taslarına artan
yemekleri koydu. Bugün domates çorbası, pirinç pilavı ve haşlanmış tavuk İle
yoğurt vardı. Yorgun adımlarla evinin yolunu tuttu. Çocukları onu kapıda
karşılaşmıştı, koştular ve babalarının elindeki sefer tasını almak istediler,
vermedi onlara kıyamadı. Mutfağa götürdüğü sefer tasındaki yemekleri böldü ve
yarısını yan komşuna gönderdi. Bir aydır inşaatta çalışan komşusu bel fıtığı
sebebiyle işe gidemiyor ve günlük çalışıp para kazandığı için evinde tenceresi
kaynamıyordu. Yemeklere baktı ve iç geçirdi, birisinin hiç düşünmeden çöpe
attığı veya attırdığı yemekler diğeri için hayati önem taşıyan beslenme
malzemesiydi.
Daha da eskilere gitti durumlarının iyi olduğu ve savaş
sebebiyle topraklarından sürüldükleri Avrupa'dan İstanbul'a göçmek zorunda
olduğu günleri düşündü. Varlıktan yokluğa, çok şeye sahipken, hiçbir şeye sahip
değil konuma gelmişlerdi.
Etiket: Hayatın İçinden, Hikayeler