İlk ne zaman aşık oldun?” diye soruldu Neşet Ertaş’a.
"13 yaşımda. Yozgat’taydık, mahallenin kızıydı. Ona bir türkü havalandırdıydım” dedi... Kızın adını söyledi. Sonra da pişman oldu:
“Yazman gurban
oluyum, sevda sırrınan olur.”
Yaşar Kemal' in
deyimiyle
"Bozkırın
Tezenesi"ydi Neşet Ertaş.
Edip
Akbayram'ından Selda Bağcan'ına bestelerini okuyarak, plak listelerinde ön
sıralara yükselen ne çok sanatçımız oldu. Ne çok sevdik şarkılarını,
türkülerini.
Dillerden
düşmeyen, saymakla bitmeyen eserlerin imzası Neşet Ertaş, Süleyman Demirel
zamanında kendisine sunulan ''devlet sanatçılığı'' unvanını
"Halkın
sanatçısı olarak kalmak, benim için en büyük mutluluk" diyerek geri
çevirmişti.
O, toprağın
hamuruyla, çilelerle yoğrula yoğrula büyüyen bir gönül adamı; susan sevdaların
dili, halkın ve gönüllerin sanatçısıydı.
"Nerede bir
türkü söyleyen görürsen korkma yanına otur. Çünkü kötü insanların türküleri
yoktur!…''
Etiket: Hayatın İçinden